Yaklaşık yirmi gündür toplu taşımayla süren yollucuk hayatıma damga vuran birkaç olay/dialog;
Artık otobüslerde para geçmiyor, şoför yerinize akpil basmıyor, İstanbul kartınız olmak zorunda e benim gibi üşengeçler ve ara durakları kullananlar daha fazla minibüsleri tercih ediyor. Unutmadan artık otobüslerde de metrobüs ve tramvayda olduğu gibi ekran var ve gelinen durağın adını söylüyor.
Geçtiğim günlerde otobüsteki dede den sonra ne kadar enteresan olduğu tartışılacak birkaç durumum şöyle; sabahın kör saatlerinden birinde balık istifi yolculuğumuza dahil olan bir ağabeyimiz yüksek sesle konuşmaya başladı ( ki biz sabah seyahat eden tayfa bu duruma hiç alışık değilizdir) –günaydın şoför bey abi merkezden geçermi? Bir kredi işim var bankaya gideceğim sonrada emlakçıyla buluşacağım. Ben çanakkaleden geldim bilmiyorum afedersiniz. (bir ara bozuk parası olmayan şoförümüz elli tl üzeri var nerde ineceksiniz unutmayalım dedi bizim Çanakkaleli abi devam etti) – abi ver ben şu köşe de bozdurup geliyim. gerek yok cevabına karşılıkta – al o zaman şu bir tl yi ver ablanın parasını geri ne olacak ki. Yok mok derken birileri en sonunda sabah uykumuzdan bizi uyandıran ağabeyi susturdular bir süre sonra gideceği yerden erken inen abinin ne ayak olduğu hala merak konusu…