26 Haziran 2012 Salı

geçmişindeki ben

Hatırlayamadığı geçmişiyle duruyordu karşımda, bugünün verdiği güzelliğinin farkında bile değildi. Sanırım eksik hissediyordu kendini yada yarımdan sonra başlamış yada boşun üzerine doldurulmuş bilemiyorum. Beyninin içi boşken yüzü daha güzel aslında, daha manalı gülümsüyor, sanki her şey daha anlamlı onun için, merak her duygunun üstünde heyecanını hissediyorum ve kelebeğin ömrünün kısa olmasına üzülmesini istemiyorum yeni doğmuş bir melek sanki yüzü o kadar masum ki kandırılası korunaksız korkuyorum ama bir an geçmişini özlediğini hissediyorum o zaman gözleri öğrenmeyi beklemeden buğulanıyor.
Bir anlatabilsem ona onunla yer değiştirmeyi ne çok istediğimi, geçmişten hatırlananlar genelde acılardır yada mutluluğun sonunda yine mutsuz olduğunu anımsarsın, insanlar değişir bak senin geçmişindeki ben bile değiştim desem boş ver desem bende hatırlamak istemiyorum senin gibi desem… Beni susturur ve çok acı bir his olduğunu anlatır beni bu düşünceden caydırmaya çalışır tabi eğer hala oysa.
Bize gidelim hadi yine alalım turşu kavanozunu önümüze hatır hutur yiyelim kornişonları çok gülerdik bir üç beş derken yüzümüzün alan şekliyle eğlenirdik. Yok olmaz o hatırlamıyor ki böyle söylersem ona acı verir yani sanırım yerinde ben olsam kırılırdım, onu, yeni halini tanımıyorum ki yeni bir fikir gibi mi söylesem yok oda olmaz ne aptal bu be der.
Bu durum benim için daha zor galiba, karşındaki en iyi tanıdığın insan ama sana bazen boş bakıyor yada bak bu çok güzel denemelisinin merakla süzüyor. Beklide beni eskisi kadar sevmeyecek beklide nefret edecek benden, elinde olmadan değişecek ve belki onun hatırlamadığı geçmişi ben daha çok özleyeceğim…

Sallamasyon ;)  ay ay ay şarkıyı unuttum  affola ...feist so sorry 

2 yorum: