18 Kasım 2011 Cuma

Bir elin yarısının sekiz katının parmakları…

Taksim Edirnekapı otobüsünde yanımdaki görmeyen yaşlı gazete satan ve ona yardım eden amcaları izlerken dalmışım. Sağ çaprazımda oturan delikanlının bir altmış boylarında cübbesi sarığı eski ama temiz görünen, yüzü kırışmış, bir karış beyaz sakalı olan, ayakkabıları yeni boyalı elinde poşeti olan bir dedeye yer vermesiyle başladı dün gecenin devamı.
-Buyur amca *Yok evlat sen gel otur ben ilerliyim
-Yer yok amca arkada gel otur sen *Olmaz evlat dağdan gel bağdakini kov
-Yahu otur amca otur *Kırmayayım seni, Amerikalılar nasıl diyor seni seviyorum hepimiz kardeşiz.
 bunları İngilizce telaffuz ediyor, ben ve karşımdaki tanımadığım arkadaş gülümsüyoruz o esnada yanımdaki amcalar inmek için kalkıyorlar ve bizim dede
<!-more->*Aferin yardım et al sırtına indir hehh on puan.Delikanlı gel yerine gel boş bu koltuk hak geçmesin
diyerek ona yer veren tanımadığım arkadaşı çağırıyor oda gelip yanıma oturuyor. Ben elim çenemin altında dedeye dalmışım bana
*Sen konuşma.
demesiyle irkildim dikkat kesildim o an hepimiz ona kitlendik üstündekinin altı yıllık olduğunu kolları eskiyince ovarlok çektirdiğini ve kısalsa da idare ettiğini ayağındaki iskarpinleri birinin hediye ettiğini karşılığında teşekkür bile ettirilmeden elinin öpülerek uğurlandığını daha sonra bir mağazanın önünden geçerken aynısı gördüğünü dayanamayıp hanım kıza sorduğunu ve tiberland olduğunu üç yıldır yaz kış giydiğini anlattı
*Sorun çekinmeyin bana bir şeyler sorun
bizim grubu es geçip yan tarafa
*bunlar cesaret edemedi sen sor çekinme sor bana bir soru sor
Karşımdaki arkadaş nerelisin amca diyebildi
*Konya Akşehir Nasrettin mahallesinden olma ve doğma Ali
Yanımdaki kaç yaşındasınız diyebildi
*73, bu mu cesaretiniz öyleyse ben bir soru sorayım size bir elin yarısının sekiz katının parmakları kaçtır…
Ben ikibuçukla sekizi alt alta koyup çarpmaya çalışıyordum karşımdaki on mu dedi yanımdaki benim durak geldi esprisi yaptı amca cevabı verdi
*yirmi çocuklarım buçuklu sorulara cevap vermek için tamıyla çarpıp ikiye bölün
Karşımdaki dede sana daldım durak kaçtı deyip ayrıldı aramızdan o sırada dede anlatıyordu
*babam kafamızın çalışmadığını düşündü hep bense matematiğe hayrandım çok çalışkandım büyük ülkeleri gezdim…
sen sor diyerek herkesle sohbet ediyor inenlere selametle iyi dinlenceler diyor Allaha emanet ol diyordu
*bana kim sayar dedi imanın şartı kaçtır ve say diye
Tenor edasıyla kabardı ve melodi eşliğinde başladı
*imanın şartları altıdır altı Allahın melek-lerine kitap-larına peygamber-lerine devamını getirin haydi…
yanımdaki arkadaşta inince yan taraftaki kıza ne iş yapıyorsun dedi laborantmış kız bizim dede patlattı soruyu
*bölünen elementlerin ikincisini söyle hadi biri söyle
Bizim kız hatırlayamadım diye sayıklarken son anda durağı kaçırmadan indi
Baş başa kaldık dedeyle dayanamadım ve sordum bana konuşma dediniz ama ben bir şey sormak istiyorum mesleğiz nedir
*ben sana konuşma demedim soru sorma dedim. Benim mesleğim devlet memurluğu beş tane bakanlıkta çalıştım yirmibeş sene önce emekli oldum ilk eğitim bakanlığına bağlı eğitmenlik yaptım sonra şimdiki sgk da o çalıştım hazine bakanlığında çalıştım sonra kültür bakanlığında çalıştım opera sınavlarına girdim kazandım Dormen tiyatrosunda ek iş yaptım en sonda defterdarlıktan emekli oldum.
Dilim tutuldu çok şaşırdım. Otobüsten indik tramvaya doğru yürümeye başladık. Tersi döndü burası değil dedi izah ettim rahatladı. Asansöre binmek istedi sende gel dedi o an hayır ben merdivenleri kullanırım dedim itiraz etti ben yaşlıyım ve şu an zaten kullanacağım neden sebeplenmeyesin dedi. Korktum ve binmek istemedim. Asansörde onun gibi yaşlıymış yavaş yaşarmış kapı açıldı kendimi asansörde buldum. Nerde ineceksin dedi ali fuat dedim tam orta dedi. Bu hafızanızı nasıl koruyorsunuz dedim ben ses etme ben süper zekayım dedi.
Aşağı indiğimizde bizim laborant kızı gördük onların yanına oturduk. Torun torba varmı dedim yok benim kız 44 oğlan 41 yaşında evlenipte napıcaz diyorlar ikiside sigortasız çalışıyor onların sigortalarını ödüyorum az kaldı onlara kalsa umurlarında değil sigorta arayıp sordukları bile yok hanım diyorum o kaş yaşında ben bekarım diyor İngilizce boşanmışlar. Tramvayın sesi duyuldu sakın bana gel otur dede biriniz yer verin demeyin tamam mı dedi  ben laborant kız erkek arkadaşı önümüzdeki kapıdan bindi o en öne yürüdü ve hemen çömeldi sonra bana işaret etti gel diye al otur dedi bir kağıt alışveriş torbası uzattı kapı önü geçişi engelleriz dedim yok dedi bir daha açılmıyor bu kapı tam karşısına bağdaş kurup oturdum.günün magazin ekini çıkarttı biraz okur musun dedi ben okudum, hemen çömelmezsem gençler yer veriyor dedi istemiyorum onlarada yazık bütün gün çalışıyorlar taksimde ne yapıyordunuz dedim posta gazetesinin bir yazarı varmış sosyal sigortalar kanunuyla ilgili ona danışmış (adını söyledi ama bende hafıza yokki) gözlüklerini taktı Nurgül yeşilçayın yönetmen sevgilisiyle yakalandığı haberini okudu mühim bişey yok dedi töre dizisinin reklamını görünce eskiden de böylemiydi dedim daha çoktu dedi hergün cinayet işlenirdi şimdi medya çok kuvvetli dedi çok zekisiniz sizi görünce okan bayülgen aklıma geldi dedim evet dedi çok zeki ama küstah bilmiş ortam öyle dedim kirlettiler dedi ve ediz hunu anlattı ilk aklına gelen büyük ada dönüşü ediz hunun nişanlısına vapura çarptım üstüme mi çıkıcaksın demiş bizim ali dede yerin dibine girmiş çok utanmul ve ediz hun ondan özür dilemiş şimdi çok kötü lisanınız var terliyorsunuz insanları küstahsınız kızım yanlış anlama geneli böyle sen çok efendisin dedi ne iş yapıyorsun dedi muhasebe dedim benimde patornum 79 yaşında sizin gibi devamını getiremeden hiç sevmem dedi hırs kötüdür dedi yokmu çoluğu çocuğu bıraksın yaşasın Allaha dönsün dedi hala alkol alıyor diyemedim benim inmem gerek dedim selametle dedi teşekkür ederim hoş sohbetiniz için dedim rica ederim dedi …

Tesadüflere inanmam her durum ve kişi olması gerektiği gibi karşımıza çıkar tamda böyle oldu… heyecanla hemen yazdım. bu gece bir arkadaşımla depresyondan kurtulmanın yollarını aradık bulamadık ve kendi sorunlu dünyalarımıza döndük. Ali dede beni aldı dolaştırdı gezdirdi eve getirdi. Ben bu gece adam gibi adam tanımının çınar halini tanıdım. Küçülmüş renkli gözlerde yaşamı gördüm bir emekli maaşıyla mutluluğu gördüm. Evlat hep evlatmış onu anladım. Vefa denen şey unutulmazmış. Pratik olmayı öğrenmek yetmez uygulamak gerekirmiş. Tatlı dilin hoş sohbetin bir kahveye bedel olduğunu gördüm bu dünya yalanmış hazine akılmış zeka kazanılmaz eğitilirmiş. Ak sakallı ali dede sağlıkla yaşa emi…

18/11/11
Çiğdem K.
nemi oldu 
sohbet yarım kaldı...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder