11 Ekim 2011 Salı

önsöz



 Bir kitap yazsam içine seni koysam yoruğsam yorumlasam anlatsam okutsam
şizofren aşka mektubamı benzer acaba ... belki de okumadığım başka bir kitaba…

Denesem nasıl olur acaba J

-hooop hemşerim dur bakalım noluyoruz öyle kapı vurmadan müsa de istemeden giremezsin,
hele bi deyiver bakalım sen kimsin ?
-AŞK...
-(!) hönk

halbuki çoktan içeri girip en güzel köşeye sokuluvermiştir aşk,soruyu soran sorduğu sorunun çok farkındadır hiddetlenip sitem etsede kabullenmemek için kendini kasıyordur.

-heheeyt ben öyle aşk falan inanmam sevgi daha mukaddestir aşkta neymiş yok öyle duygu!
yada daha önce fena canı yanmıştır – ben ilk görüşte aşkı arıyorum! 
baksen, hakbuki mantığı teyakkuzdadır hemen sinyal verir ve kalbi engeller acı,acı,acı,acı piip piiip piiip acı

haklı aşk diye bişey yok aşk dediğin üç günlük eğlence,
şu üç günlük dünyada üç gün süren serüven,
beş yaşındaki çocuğa sorsan aşk nedir diye öpüşmek der mesela televizyonda gördüğü küçücük bir öpüşme sahnesi  ve ardından gelen tek cümle – aşkım ben çıkıyorum
tartışmayın hiç,insan kaç kez aşık olur diye işte size cevap sonsuz kez
çünkü aşk üç harften ibaret değildir
çünkü aşk iki kişiden de ibaret değildir
çünkü aşk güzelleşmektir
çünkü aşk bir kadeh rakıdır
çünkü aşk senin biçimlendirdiğin bi duygudur
çünkü aşk bir lokma sıcacık ekmektir
çünkü aşk tebessüm ederken kramp girmiş dudaklardır
çünkü aşk göz yaşıdır
çünkü aşk benimdir
çünkü aşk ben istediğim içindir
çünkü aşk misafirdir

elimden geldiği kadar ben olacağım tabi bendeki ben ne kadar müsade ederse
bu kitabın hiç bir amacı yoktur sadece saplantılı bir ayrılığın hatırlanan acılarından ibarettir
ve tek bir kişiye adfedilebilir şöyleki soğuk bir ülkenin güzel bir köşesinde sıcacık kucakta huzuru bulana...
e hadi başlayalım ozaman

Okuyacaklarınız ile ilgili herhangi bir şey kestiremediğimden ip ucu veremiyorum buyurun birlikte öğrenelim Menekşenin başına gelenleri....


15/03/2011
Çiğdem K.

nemi oldu
  yarım kaldı...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder